Dişinize zarar!

Clinic Plus Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, diyabet hastalığının diş etini vurduğunu belirtti. Ağız hijyeninin sağlanması ve ağız diş sağlığının idamesi için dişlerin düzgün bir şekilde fırçalanması gerektiğini kaydeden Dt. Sevgen Eralp, “Aslında ağzımızın içinde ağız sağlığına katkısı olan çok önemli bir faktör vardır. Tükürük. Tükürük kapasitesinin az olduğu durumların başında, ülkemizde de yaygın olarak görülen Diyabet hastalığı gelir. Diyabet hastalığında, ağız içinde tehlikeye sebep olan başlı başına 2 faktör vardır. Bunlardan birincisi yetersiz tükürük kapasitesi, ikincisi de tükürük içinde yoğunlaşan şeker miktarıdır. Tükürüğün, ağız içinde dişleri yıkayıcı, dolayısıyla temizleyici bir etkisi vardır. İçeriğindeki mineraller diş yapısının kuvvetlenmesine yardımcı olur ve diş etlerinin kurumasını önler. Diyabetli hastalarda, tükürüğün yetersiz olması ile birlikte diş üzerindeki mikro partiküllerin uzaklaştırılması mümkün olmaz ve diş etlerinin kurumasıyla birlikte savunma mekanizması yetersiz kalır, bakteriyel enfeksiyonlara yatkınlık gelişir. Diyabetli hastaların ağız konforunu sağlamak amacıyla piyasaya sürülen yapay tükürük bu konuda belki biraz yardımcı olabilir” diye konuştu.
Diyabet hastalığında ağız içinde problem yaratabilecek olan diğer bir konunun da tükürükte artan şeker miktarı olduğunu belirten Clinic Plus Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, şöyle konuştu: “Özellikle kan şekeri kontrolsüz seyreden diyabet hastalarında, tükürükteki yüksek şeker miktarı, bakterilerin beslenmesine ve kolaylıkla diş eti iltihabı ve çürüklerin oluşmasına sebep olur. Zaman içinde diş ile diş eti arasında oluşan küçük cepler yeni bakteri odaklarının gelişmesini sağlar ve olay diş kayıplarına kadar ilerler. Özetle; diyabet, ağız içi bakteriyel enfeksiyonlara davetiye çıkarırken, ağız içi enfeksiyonlar da sistemik diyabet hastalığının kontrol altına alınmasını güçleştirerek olay kısır bir döngü halini alacaktır. Dolayısıyla var olan ağız içi sorunların tedavisi, şeker hastalığının kontrolünde kesinlikle atlanmaması gereken bir tedavi basamağıdır.”